Geleneksel Pazarlamadan Dijital Pazarlamaya
İnsanoğlu birbiri ile iletişime geçtiği ilk çağdan itibaren farkında olarak ya da olmayarak birçok alanda pazarlama yapmaktadır aslında. Peki bahsettiğimiz pazarlama nedir? Pazarlama, büyük şirketlerden küçük ölçekli kurumlara kadar hepsinin, ürettiği ürün ve hizmeti en iyi şekilde tüketici grubuna ulaştırmayı ve satış potansiyellerini arttırmayı hedefleyen planlı eylem biçimidir. Pazarlamanın mutlak tarihi 1450’li yıllara kadar dayanmaktadır. 1450 yılında Johan Gutenburg’ un matbaayı icat etmesiyle birlikte yazılı reklam kavramı ortaya çıkmıştır.
Geleneksel pazarlama, genel anlamıyla kitle pazarlaması anlamına gelmektedir. TV, radyo, gazete, broşür, reklam panoları ve benzeri yöntemlerle geniş hedef kitlelere ulaşmayı sağlayan reklam faaliyetlerini kapsar.
Dijital Pazarlama ise, internetin gelişiminden günümüze kadar gelen vazgeçilmez bir pazarlama alanıdır. Elektronik ortamda ürün ve hizmeti tanıtabileceğiniz geleneksele oranla daha avantajlı ve tercih oranı yüksektir.
Geleneksel Pazarlama ile Dijital Pazarlama Farkı
Geleneksel Pazarlama;
- Tarihi olarak dijitale oranla daha eskidir. (1450’ li yıllara dayanmaktadır)
- Yüksek maliyetlidir.
- Geniş hedef kitlelere ulaşmayı sağlar. (Dijital kadar olmasa da)
- Hatırlama oranı yüksektir.
- Etkileşim oranı düşüktür.
- Ölçümü zordur.
- Dijitalde olduğu gibi geri bildirim alınamaz.
- Kampanya kurgusu uzundur. Herhangi bir yanlış yapıldığında düzeltilmesi zaman alır.
- Tek taraflı bir iletişim söz konusudur.
- Kullanılan dil daha resmi ve mesafelidir.
Dijital Pazarlama;
- Geleneksele oranla daha yenidir. (1980’ler)
- Az maliyetlidir.
- Etkileşimi oldukça yüksektir.
- Hızlı bir şekilde yayınlanıp devre dışı da bırakılabilir. (Anlık müdahale etme şansı)
- Sosyal medya sayesinde geniş kitlelere ulaşabilir.
- Ölçümü daha kolaydır.
- Küreseldir.
- Kendini yenileyebilir.
- Anlık paylaşımlarla insanların dikkatini çekebilir.
- Çift taraflı bir iletişim vardır.
- Daha kapsamlıdır. Her an her yerde müşterilere ulaşabilir.
- Kullanılan dil daha sıcak ve samimidir.
Gelenekselden Dijitale Pazarlamanın Evrimi
Geçmişten günümüze dünyada birçok pazarlama faaliyetinin yürütüldüğü bu yolculukta her zaman karşımıza farklı materyaller çıkmıştır. 1800’lü yıllarla 1900’lu yıllar arası rekabetin olmadığı dönemde pazarlamaya ihtiyaç duyulmuyordu. Çünkü o zaman ürün önemliydi. Ürünün olması tüketiciye ulaşmak için yeterli oluyordu. Tabi bu süreç çok da uzun sürmedi. Nüfus artışı, ürün muadillerinin artması, genişleyen piyasa, ürün ekipmanlarının gelişmesiyle birlikte rekabet ortamının doğması da kaçınılmaz oldu. Rekabetin artmasıyla birlikte pazarların doğuşu gerçekleşti. Evet pazarlar oluşacak ama bu Pazar içerisinde kim nasıl ayakta kalacaktı?
İşte bu noktada devreye pazarlama girdi ve geleneksel pazarlama yöntemleri de bu şekilde başladı. Çünkü artık değerli olan şey ürün değil, tüketiciydi. Bu sayede ürün merkezli pazarlamadan tüketici merkezli pazarlamaya geçiş sağlandı.
Dönem şartlarına uygun olarak öncelikle gazete, dergi gibi basılı yayın araçları ile hedef kitleye ulaşım sağlanmaya çalışıldı. Maliyetleri yüksek, etkileşimi düşük olsa da bulunan döneme nazaran başarılı oldu. daha sonra 1938’de televizyonun icadı ile pazarlama aşaması bir tık daha öne geçti. Bu yeni iletişim aracıyla ilk pazarlama faaliyetini bir saat firması yapmıştır.
Asıl devrim ise internetle gerçekleşti. İnsan hayatına internetin girmesiyle birlikte, insanlar daha çok öğrenmeye ve araştırmaya başladı. Bu noktada geleneksel pazarlama faaliyetleri yetersiz kalmaya başladı ve ‘Dijital Pazarlama’ doğdu. Çünkü internet hedef kitleye en doğru ve en hızlı şekilde ulaşmayı sağlıyordu. İnternetin gelişmesi ve özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte içerik üreticileri, bloglar, arama motorları ile sosyal kanalların büyüyüp gelişmesi ile dijital pazarlama faaliyetleri de önem kazandı. Bu sayede doğru müşterilere, doğru zamanda ve doğru fiyatla ulaşılması kolaylaştı. Irk, cinsiyet, yaş, din, dil vb. demografik faktörlerde göz önüne alınarak lokasyon bazında da hedefleme yapılabilmesi önemliydi.
Pazarlanın evrimi içerisinde bulunduğumuz yüzyılda kullandığımız iletişim ve medya araçları ile şekillenmiştir. Bu süre zarfında da odak nokta üründen tüketici istek ve taleplerine kaymıştır. Bundan sonraki süreçte ise yapay zekanın, nöro pazarlama stratejilerinin daha da geliştirildiği bir dönemin bizi beklediğine dair söylemek mümkündür. Bu gelişmelerle birlikte artık tüketici hiçbir dönemde olmadığı kadar değerlidir!